BİR GENÇ KIZA NASİHAT
BİR GENÇ KIZA NASİHAT

AZİZ ARSLAN
-Belediye otobüsü ile şehir içi istikametine doğru giderken yanımdaki boş koltuğa genç bir kız oturdu. Takma kirpikler, kıpkırmızı dudaklar, üzerinde hiç uygun olmayan bir giysi ve bacak bacak üstüne atıktan sonra, cep telefonunu çantasından çıkartıp, bir kaç saniye sonra kahkahalar atarak gülmeye başladı? Hemen yanımdaki koltukta oturma hesabıyla neye gülüyor diye! Elindeki telefonuna baktım. Meğerse, ayak takımından, tam bir serseri tipli bir erkek arkadaşı yanak yanağa-sarmaş dolaş çekilmiş uygunsuz fotoğraflarına bakıp görülüyordu.
Kıymetli okurlarım!
Özelikle anlamadığım konu; Kız çocukların evden dışarı çıkarken annesi-babası veya erkek kardeşi senin bu giyim tarzın da neyin nesi, demiyorlar mı? Veya ebeveynlerin akılları başlarında mı? Bilemiyorum. İffet, haya ve edep mevzusunun nasıl çetrefilli bir hâle geldiğinin tam bir göstergesi.
Velhâsıl; Bir ebeveyn olarak bu kız çocuğun haline üzülürken, kendisine nasıl bir nasihatte bulunabilirim diye düşünmeye başladım?
Genç kıza; telefondaki kişi erkek arkadaşın mı? dedim.
Evet dedi.
-Bak kızım, sana bir soru sormak istiyorum! İstersen cevap verirsin, istemezsen cevap vermezsin dedim.
Merak ettim doğrusu amca. Tabi ki sorabilirsiniz dedi.
-Kızım kaç yaşındasın?
Bir an durakladı ve 16 yaşındayım dedi.
-Sorum şöyle: şayet bir kitap yazamaya karar versen, konusu ne hakkında olurdu?
Genç kız, biraz düşündü! Bir kitap yazacağımı hiç aklımdan geçirmedim? Peki amca sen yazsan ne hakkında olurdu!
-Kendisine şu cevabı verdim:
"Şayet ben bir kitap yazmış olsaydım, kitabımın konusu "şükür" olurdu."
Genç kız; şükür mü?
-Evet şükür!!! Kitabın konusu neden şükür diye! Merak ediyorsan anlatabilirim?
Genç kız; evet anlatın:
Bak kızım; Bir insanın bir gözü yoksa, iki gözü de olmayanlara bakmak lazım veya bir insanın bir ayağı yoksa, iki ayağı olmayanlara bakmak lazım. Verdiğim bu misallerle bizler ne kadar şanslıyız. Çünkü gözlerimiz, ellerimiz, ayaklarımız ve bütün vücudumuz sağlam ve sağlıklı olma hesabıyla Allah'a ne kadar şükretsek azdır. İşte bu sebeple insanın kendinden daha aşağı derecede olanlara bakmasını ve böylece herkes kendi bulunduğu hâle hamd ve şükretme imkânına kavuşmuş olur.
Genç kız: Amca, hiç böyle düşünmemiştim!
-Örnek vereceğim bir konu daha var dedim.
Genç kız; nedir amca dedi?
-Şöyle ifade edeyim; Kur'an'ın Nur Suresi'nde Allâh’ın bir emri var: Örtünmeyle ilgili, bu ayeti hiç okudun mu, veya duydun mu?
Genç kız; Kur'ân okumasını bilmiyorum dedi.
-Peki bu ayetin manasını sana okumamı ister misin?
Genç kız: Evet isterim dedi.
Allah Teâlâ şöyle buyuruyor:
"Mümin kadınlara da söyle: Gözlerini (harama bakmaktan) korusunlar; namus ve iffetlerini esirgesinler. Görünen kısımları müstesna olmak üzere, zinetlerini teşhir etmesinler. Baş örtülerini, yakalarının üzerine (kadar) örtsünler.
(Nur Suresi Ayet-24/31)
-Bak kızım; Tesettür, örtünmenin amacı bakımından çok önemli ve anlamlıdır. Çünkü meselenin özü karşı tarafın dikkatini çekmemektir. Şimdi sen, kendini süsleyip/makyaj yapıp bir genç kız olarak sokağa çıkıyorsun. Sen istiyorsun ki, yaşıtın olan "yakışıklı" erkekler beni güzel çekici görsün. Ama akranın olmayan, kişilerde sana bakıp nazar edecek!
Hemen yüzünü buruşturdu.
Savunması şu oldu: Bakmasınlar...
-Evet, bakmasınlar dedim. Allah tüm insanlara bunu zaten emrediyor. Sen, kendi nefsine gem vuramazken bunu başkasından nasıl bekleyebilirsin? Kişi eğer özenecekse bu gibi giysilere değil, Allah katında değeri olan giysilere özenmeli ve sevmeli. Çünkü kadın-erkek, örtünme tesettürünü "amentü" esası gibi kabul etmiş ve hayatının bir parçası yapmış. Sen de sana uygun ve vücut hatlarını göstermeyen giysileri giymelisin dedim.
Kıymetli dostlar! Konuyu fazla uzatmadan; Özelikle kız çocuklarının hiç bir suçu ve günahı yok! Bu çocuklara haya, terbiye, iffeti ve Allah'ın emirlerini öğretmeyen ebeveynler suçlu olduğunu buradan ifade etmiş olayım. Bu konuyla alakalı hiç kimsenin de namus bekçisi değilim. Ama şu yaz mevsiminde toplu taşıma araçları, çarşı-pazar, cadde-sokak, düğün-dernek, cafe-avm'ler ve benzeri tüm alanlarda gördüğümüz ahlâk dışı davranışlar ve hayâsız kıyafetler, normalmiş gibi bir ebeveyn olarak vicdanen bizleri hiç rahatsız etmiyor mu?!
Çok dikkat çekici, bu hadis-i şerifi dikkatlere sunmak istiyorum:
Hadis-i şerif şöyle:
Müslümanlar bir yanlışı/olumsuzluğu gördüğünde gücü nispetinde, kalbiyle, diliyle ve eliyle düzeltmelidir.
Ezcümle; bir ebeveyn olarak, gücümün nispetinde kalbimle, dilimle bu genç kızımıza nasihatlerde bulunarak bir şeyleri anlamasına gayret ettim.
Sözün kısası:
Kızını dövmeyen, dizini döver.
Selam ve dua ile.