7/24 KÂRLI BİR KAZANCA NE DERSİNİZ?
7/24 KÂRLI BİR KAZANCA NE DERSİNİZ?

AZİZ ARSLAN
-Hiç ölmeyecekmiş gibi çalışan çok insan gördüm. Ama yarın ölecekmiş gibi gerçek manada ahiretine çalışan insanları pek göremedim. Bir insanın, hayatta en çok alâkadar olması gereken hususlar "zaman, ölüm, ve ahiret" gerçeğidir. Zira; ömür zamanla sınırlı olduğu için 7/24 elde edilebilecek hayırlı bir kazanç sermayesi ahiret için paha biçilemez en büyük yatırımdır.
Bu konuya işaretle, Bediüzzaman şöyle der:
"Dünyaya ait işler, kırılmağa mahkûm şişeler hükmündedir; baki ahiret işleri ise, gayet sağlam elmaslar kıymetindedir."
Kıymetli okurlarım, hülâsa kimi insanlar, hayatın sadece bu dünyaya ait olduğu vehmine kapılarak bütün duygularını, latifelerini dünya için harcıyor. Dolayısıyla, dünya tarlasına ekilenlerle, ahirette nelerin biçileceğine ilişkin sizlerle bir beyin fırtınası yapmak istiyorum.
Şöyle ki;
Her sabah hesabımıza 86.400 TL. yatırılan bir tutarı düşünün. Hesabımıza yatırılan bu tutarı gün boyu istediğimiz kadar harcamakta veya harcamamakta özgürüz.
Bu tutar meblağını istediğimiz bir şekilde kullanabiliriz.
Bu harcamanın tek bir şartı var:
Hesabımıza aktarılan bu harcama meblağı ertesi güne devredilmez ve bu meblağdan kalan hiç bir bölümünü ne sebeple olursa olsun elde tutmuyorsunuz.
Bir önceki günün meblağının tamamını harcamış veya hiçbir bölümünü harcamamış olsanız bile, ertesi sabah hesabınıza yine 86.400 TL bulacaksınız.
Nasıl keyifli bir durum değil mi?!
Farkında olsakta veya olmasak da hepimizin böyle bir hesabı var.
Nasıl mı?
İzah edeyim.
Adı ''ZAMAN" her sabah 86.400 SANİYE hesabımıza yatırılıyor. Bu hesabın matematiksel toplamı şöyle: 86400/60=1440 dk 1440/60=24 saattir. Bu yirmi dört saat bir günlük ömür sermayesidir. Hesabımıza aktarılan bu sermayenin sahibi olan memurları, gün boyu 7/24 yaptığımız harcamaların karşılığını kayıt altına almaktadırlar. Bu harcamalara ilişkin ahiret hesabını dikkate almayanların iflas etme durumları söz konusu.
Hülâsa; Efendimiz -sallâllâhu aleyhi ve sellem- bir hadis-i şeriflerinde şöyle haber verir:
“Kıyâmet gününde Âdemoğlu âdeta bir kuzu gibi getirilip Allâh’ın huzurunda durdurulacak ve Allah Teâlâ ona şöyle buyuracak:
–Sana bolca nimet verdim, mülk verdim, bu kadar lûtuf ve ihsanda bulundum. Buna karşılık sen ne yaptın?
–Yâ Rabbi biriktirdim, artırdım, olduğundan daha fazla bir hâlde geride bıraktım. Beni (dünyâya) geri gönder de onu Sana getireyim. diyecek.
Allah Teâlâ şöyle buyuracak:
–Haydi bana önceden âhirete gönderdiklerini göster.
–Yâ Rabbi onları biriktirdim, artırdım, olduğundan daha fazla bir hâlde geride bıraktım. Beni (dünyâya) geri gönder de onu Sana getireyim diyecek. Zira bu kul, önceden hiçbir hayır göndermemiştir. İşte bu sebeple de cehenneme atılacaktır.”
(Tirmizî, Kıyâmet, 6/2427)
Sevgili dostlar...
Hadis-i şerifin mahiyetine ilişkin insanın içi ürpermeli. Dünya hayatı içinde, bir ömür tüketip, âhiret pazarı için hiç bir hazırlık yapmayan insanları maalesef hazin bir akıbet beklemektedir.
İmâm Gazâli Hazretleri’nin çok manidar bu ifadesini dikkatlere sunmadan geçemeyeceğim:
İnsan nefsine şu ikaz ve telkinlerde bulunmalıdır:
"Benim sermâyem ömrümdür. Ömrüm gidince anaparam da gider ve artık kâr ve kazanç son bulur."
Dolayısıyla...
Öne çıkması gereken husus, sorumluluk, akıl ve gayrettir.
Kişi hayatta, ne ekerse ahirette onu biçer?
Hâsılı...
Dünya ve ahiret için 7/24 hayırlı bir kazanç sermayesini elde etmeniz dileğiyle.
Selam ve dua ile.