Yatırım var, takip yok; parklar harap, boğulmalar kapıda!
Yatırım var, takip yok; parklar harap, boğulmalar kapıda!
Nedim ARSLAN
-
Batman’da son yıllarda ciddi bir yeşil alan ve sosyal yaşam yatırımı atağı başlatıldı. Kent merkezi başta olmak üzere 5 ilçeye yayılan parklar, bahçeler, mesire alanları birbiri ardına hizmete sunuldu. Eskiden “beton kent” diye eleştirilen Batman, artık “yeşil dokusuyla” övülebilecek bir seviyeye geldi. Ancak bu yatırımların kaderi, tıpkı Türkiye’de pek çok kamu hizmetinde olduğu gibi başladığı gibi değil, bırakıldığı gibi şekilleniyor.
Evet, parklarımız çok. Ancak içler acısı bir halde. Çoğunda çöp kutuları kırık, banklar yıkık, salıncaklar sökülmüş, çimler top sahasına çevrilmiş. Binlerce liraya alınan fidanlar ya kurumuş ya da koparılmış. İşin tuhafı, kimse bu duruma müdahale etmiyor. Sanki birileri, “Bırakın harap olsun” demiş gibi... Bu kadar yatırım neden yapılıyor? Sadece açılış fotoğrafları için mi?
Hizmet üretmekle övünmek kolay, ama onu sürdürebilmek ve koruyabilmek asıl başarıdır. En temel sorun kontrol mekanizmasının eksikliği. Her parkta en azından bir ya da iki görevlinin olması gerekir. Bu insanlar sadece temizlik yapmayacak; gözlemleyecek, raporlayacak, vatandaşla iletişim kuracak ve gerektiğinde müdahale edecek. Parklara kameralar koymak, gece aydınlatmasını artırmak, giriş-çıkış noktalarını düzenlemek gibi basit ama etkili önlemler bile alınmıyor. Bu nedenle vatandaşlar ne sahip çıkıyor, ne de sorumluluk hissediyor.
''SU HAYATTIR, CAN ALMASIN'' AMA...
Bir diğer büyük sorun da boğulma vakaları. Her yıl Yaz aylarında barajlarda, kanallarda ve akarsularda yaşanan boğulma olaylarıyla onlarca genç hayatını kaybediyor. Her kayıp, geride bir dram, bir acı bırakıyor. Toplum Destekli Polislik birimleri, bu konuda güzel bir çalışma yapıyor: “Su Hayattır, Can Almasın” sloganıyla uyarılar yapılıyor, broşürler dağıtılıyor. Ama yeterli mi? Elbette değil! Bu konuda sadece polis değil, Belediyeler, ilçe Kaymakamlıkları, muhtarlıklar ve eğitim kurumları da sorumluluk almalı.
Riskli bölgeler bariyerlerle kapatılmalı, suya girmenin yasak olduğu yerler belirgin tabelalarla donatılmalı. Gerekirse caydırıcı cezalar bile uygulanmalı. Halk olarak da bizim yapacaklarımız var. Çocuklarımızı uyarmalı, çevremizi korumalı, parkları kendi malımız gibi sahiplenmeliyiz. Ama önce kamu yönetiminin bu alanları sahipsiz bırakmaması gerekiyor. Bir kenti sadece inşa etmekle değil, koruyup geliştirmekle güzelleştirebiliriz. Batman bu kadar yatırım alıyorken, bunu çürüten bir ilgisizlikle anılmamalı.
Sonuç olarak Batman’da bir yandan parklar yapılıyor, bir yandan gençler boğuluyor; ama arada kimse yok. Yatırım var, ama sürdürülebilirlik yok. Önlem var, ama uygulama yok. Parklara sahip çıkmazsak sadece para değil, güven ve umut da çöp olur. Bu kente yazık etmeyelim…
Güzel günler dileğiyle.
