2025’İN ARDINDAN
YAŞANANLAR, BEKLENTİLER VE 2026’YA DAİR UMUTLAR - DERLEYEN : VEYSEL ARSLAN

VEYSEL ARSLAN
Bir yılı daha geride bırakırken, Batman’da ve ülke genelinde yaşanan gelişmeleri tüm yönleriyle değerlendirmek, yaşananları ve beklentileri siz değerli okurlarımızla paylaşmak istedik. Son yıllarda ardı ardına yaşanan depremler, pandemi süreci, küresel ekonomik kriz ve bunun ülkemize yansımaları, hayat pahalılığı, istihdam sorunu, artan döviz kuru ve yükselen enflasyon, ne yazık ki 2025 yılının da toplumun geniş kesimleri açısından zor bir yıl olarak hafızalara kazınmasına neden oldu.
Cumhuriyet tarihi boyunca ilk kez asgari ücretin açlık sınırının altında kalması, geçim mücadelesi veren milyonlar için tabloyu daha da ağırlaştırdı. Bu süreçte sadece rakamları değil, hayatın içinden gerçekleri yansıtmak adına; siyaset dünyasından isimlerin, kanaat önderlerinin, spor camiasının, emeklilerin ve halkın farklı kesimlerinden vatandaşların görüşlerine gazete sütunlarımızda yer verdik.
Göz ardı edilmemesi gereken bir diğer önemli başlık ise spor alanında yaşanan sorunlar oldu. Futbolda gündeme gelen bahis skandalları, ekonomik anlamda kirlenen futbol düzeni ve tribünlerde ayrım gözetmeksizin yükselen hakaret içerikli tezahüratlar, sporu birleştirici ruhundan uzaklaştıran unsurlar olarak öne çıktı. Özellikle barış ve kardeşlik ortamını zedelemeye yönelik söylemlerin stadyumlara taşınması, toplumsal huzur açısından kaygı verici bir tablo oluşturdu.
Unutulmamalıdır ki her kışın sonunda mutlaka bir bahar vardır. Barış ve kardeşliğin hâkim olduğu, işsizliğin azaldığı, gençlerin geleceğe umutla baktığı bir Türkiye dileğiyle; 2026 yılının tüm okurlarımıza sağlık, huzur ve umut getirmesini temenni ediyoruz.
***
Mehmet Emin EKMEN
DEVA Partisi Genel Başkan Yardımcısı ve Mersin Milletvekili
TÜRKİYE’NİN ORTAK HİSSİ : GEÇİM SIKINTISI, KAYGI VE UMUT
2025 Yılına kişisel bir değerlendirme getirmem gerekirse, benim için her şeyden önce yoğun bir çalışma yılı olduğunu söylemeliyim. Yeni Yol Grubu’nda DEVA Partisi Grup Başkanvekili olarak üstlendiğim görev nedeniyle Meclis’teki sorumluluklarım ve çalışma tempom arttı. Yasama faaliyetlerinin yanı sıra, üyesi olduğum Millî Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu kapsamında yürütülen süreci yakından takip ettim; bu süreçle ve Komisyon çalışmalarıyla ilgili olarak kamuoyunu bilgilendirmek amacıyla yazılar kaleme aldım, yüzlerde TV. yayınına katıldım. Başta Barolar olmak üzere çok sayıda Sivil Toplum Örgütü’nün düzenlediği toplantıya katıldım.
Mesaimin önemli bir kısmını da seçim bölgem olan Mersin’de geçirdim. Mersinli hemşerilerimin sorunlarını yerinde dinlemek, taleplerini Meclis’e taşımak ve seslerini duyurmak için sahadaydım. Yine fırsat buldukça doğduğum şehir Batman Diyarbakır Mardin Siirt gibi komşu şehirlere geldim. Hem sivil toplumla hem vatandaşlarımızla buluştum. Tabiri caizse 7 gün 24 saat çalıştığım, temposu hiç düşmeyen bir yıl oldu. Bugün hangi vatandaşımızla konuşursanız konuşun. İster 15 yaşında bir genç olsun, ister emekli, torun sahibi bir büyüğümüz, toplumun hemen her kesiminde ortak bir mutsuzluk, ortak bir kaygı hâkim. Türkiye derin bir ekonomik krizden geçiyor; sosyal güvencesizlik giderek artıyor. Gelecek kaygısı neredeyse hayatın her alanını kuşatmış durumda.
Asgari ücret, açlık sınırının altında kaldı. Yeni artışla artık bu yılın tamamında asgari ücret açlık sınırının altında kaldı. Diğer yandan yüksek girdi maliyetleriyle mücadele eden çiftçi ve üretici, bir de zirai don ve kuraklık felaketiyle karşı karşıya kaldı ve bu tür afetlere karşı ne kadar hazırlıksız ve yetersiz olduğumuz bir kez daha gün yüzüne çıktı.
Çocuklarımız, “çocuk” kelimesiyle aynı cümlede dahi yan yana gelmemesi gereken silah, bahis, kumar ve uyuşturucu gibi büyük tehlikelerle karşı karşıya kalıyor, bu karanlık ortamın içine sürükleniyor. Okullarda güvenlik ve temizlik bile sağlanmıyor.
Gençler maddi imkânsızlıklar nedeniyle evlenemiyor; evlense geçinemiyor, çocuk sahibi olamıyor. Tefecilik, kumar ve bahis bataklığında ölümü tercih ediyor. Suç olaylarının ve iftiralarının Batman’da artışı gibi doğurganlık hızını azalışı da böyle bir fotoğrafın sonucudur. Ve bu durum uzun vadede ciddi bir nüfus kaybına ve ülkemiz adına son derece olumsuz senaryolara yol açabilecek bir tabloya işaret ediyor.
Tüm bunlara ek olarak, özgürlüklerin daraltıldığına, hukukun giderek ortadan kalktığına dair kaygılar toplumda her geçen gün daha fazla hissediliyor. Hukuk devleti ve kanun devleti olmaktan çıktık yargı devletine döndük. Savcılıklar soruşturmaları adeta sosyal medyada yürütüyor. Sosyal medya baskısıyla insanlar tutuklanıyor. Kimse görüşünü özgürce ifade edemiyor.
Böylesi ağır bir tablo karşısında “Hâlâ umut var mı?” sorusu elbette akla geliyor. Ben bu soruya gönül rahatlığıyla “Evet, umut var” diye cevap veriyorum. Çünkü tüm zorluklara rağmen bizim gibi düşünen, bir değişim yaratabilmek için yılmadan çalışan insanlar hâlâ var. Umudu ayakta tutan da tam olarak budur.
Öte yandan, Ekim 2024’te Devlet Bahçeli’nin DEM Parti sıralarına uzattığı el ile başlayan süreç, barış adına küçük de olsa bir umut ihtimalini ortaya koymuştur. Bu adımın, toplumsal barış ve kardeşlik açısından yeni bir kapı aralayabileceğine inanıyorum. Devletin 13 kez denemiş olduğu görüşmeler yoluyla PKK’nın silah sınırlandırılması girişimlerinin hangi sebeple sonuçlanmadığı hakkında kanaat sahibiyiz. 2024 Ekim sürecinin sonuç almaya en yakın süreç olduğuna inanıyorum. İnşallah bu kez başaracağız.
Bu nedenle 2026 yılında barışın, kardeşliğin ve demokratik değerlerin daha güçlü biçimde hâkim olmasını umut ediyor ve diliyorum. 2026 yılının ülkemizde yaşayan her bir vatandaşımız için sağlık, huzur ve refah getirmesini temenni ediyorum.
***

Bahri MÜJDECİ - KANAAT ÖNDERİ
BATMAN BÖLGENİN LOKOMOTİFİ HALİNE GELEBİLİR
Bölgemiz ve Batman ovası, ülkemizin en bereketli toprakları arasında yer almaktadır. Başta buğday ve arpa olmak üzere birçok sebze ürünü Batman bölgesinde başarıyla yetiştirilmektedir. Özellikle Balpınar bölgesinde gelişen seracılık faaliyetleri, artık yalnızca ilimizin değil, Doğu illerinin önemli bir kısmının ihtiyacını karşılayabilecek seviyeye ulaşmıştır.
Son iki yıldır yaşanan kuraklık ise tarım sektörünü olumsuz yönde etkilemiştir. Geçmişte kendine yeterli olan tarım ve hayvancılık yapısı, maalesef günümüzde aynı seviyede sürdürülebilir değildir. Bu nedenle bölgeye yönelik tarım ve hayvancılık desteklerinin ve teşviklerin ivedilikle artırılması gerektiği kanaatindeyim. Artan girdi maliyetleri ve üretim giderleri, çiftçiyi her geçen gün daha fazla zorlar hale gelmiştir.
Bölgemize yönelik doğru ve sürdürülebilir destek politikaları hayata geçirildiği takdirde, Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinin ciddi anlamda kalkınacağına, bunun da ülkemizin genel refah seviyesine olumlu katkı sunacağına inanıyorum.
Hayvancılıkta dışa bağımlılıktan kurtulmak, tarımda ise alternatif ürün ekimini yaygınlaştırmak mümkündür. Ürünlerin gerçek değerinde fiyatlandırılması, fiyat istikrarını sağlayarak ithalatın da sınırlandırılmasına katkı sunacaktır. Bu süreçte teşviklerin gerçek hak sahiplerine ulaştırılması, etkin bir denetim mekanizmasıyla desteklenmesi büyük önem taşımaktadır. Doğru planlama, yerinde denetim ve sürdürülebilir desteklerle tarım ve hayvancılık yeniden bölgenin lokomotifi haline gelebilir.
2025 Yılını iyisiyle, kötüsüyle geride bırakırken 2026 yılına umutla ve güvenle bakmamız gerektiğine inanıyorum. Yeni yılın; dünya coğrafyasına, ülkemize ve bölgemize huzur, bereket ve bolluk getirmesini temenni ediyorum.
***

Mehmet ÖZLÜK (Emekli)
2025 EMEKLİLER VE EMEKÇİLER İÇİN ÇİLE YILI OLDU
Maalesef 2025 yılı emekliler, emekçiler için çile yılı oldu. 2025 yılı aile yılı olmasına rağmen çile dolu bir yıl oldu. Gençlerin neden evlenemediği sorulmakta! Asgari ücret açlık sınırının çok çok altında iken bu gençler nasıl evlensin ve ev geçindirsin. Ev ve arabayı almak bir kenara bırakalım, bu gençler evlense maaşları kiraya bile yetmez. Boşanma olayları Batman ve bölgede çok ayıplanan bir durumken, yaşanan ekonomik şartlar ve geçimsizlik boşanmaları normal hale getirdi, boşanma sayıları da hızla arttı. Boşanmalar artık sıradan bir olay gibi görünür oldu. Batman’ın normal bir mahallesinde dahi ev kiraları 20 bin lirayı geçmiş durumda.
2026 Yılında ekonominin daha da vahim bir tabloya sürükleneceğini düşünüyorum. Asgari ücretliye ve emekliye verilen rakamların hiçbir anlamı kalmadı. Emekliler bu koşullar altında her geçen gün daha fazla eziliyor. Geleceğe dair umut neredeyse yok denecek kadar az. Verilen umut ve vaatler söylemden öteye gitmiyor. Alım gücünün düştüğü, maliyetlerin ve zamların kontrol edilemediği bu ortamda emekliler bir lokma ekmeğe muhtaç hale getirilmiş durumda. Bu tablo içinde sadece emekliler değil, gençler ve aileler de geleceğe umutsuz bakıyor.
***

Kenan NASIROĞLU - İş İnsanı ve Siyasetçi
GÜZEL YARINLAR İÇİN ÇALIŞMALIYIZ
Dünya genelinde yaşanan pandemi, tüm ülkelerde olduğu gibi ülkemizde ve bölgemizde de hem can kayıplarına hem de ekonomik olumsuzluklara yol açtı. Özellikle iş dünyası, küçük ve orta ölçekli işletmeler ile imalatçılar bu süreçten ciddi şekilde etkilendi.
Ne yazık ki bazı kesimler bu krizi fırsata çevirerek normal piyasa koşullarının dışına çıktı. Başta gıda fiyatları olmak üzere yaşanan yüksek artışlar, enflasyonun ve hayat pahalılığının daha da yükselmesine neden oldu. Bu durum toplumun her kesimini zor durumda bıraktı. Son yapılan düzenlemelerle birlikte normalleşme sürecine girilmiş gibi görünse de, piyasalarda yaşanan fiyat artışlarının nedenleri mutlaka araştırılmalı ve fırsatçılığa kesinlikle göz yumulmamalıdır.
Bu noktada sıkı ve sürekli denetimlerin büyük önem taşıdığı kanaatindeyim. 2026 yılında tüm vatandaşlarımızın alım gücünün arttığı bir Türkiye temennisiyle; barışın, kardeşliğin, huzurun ve umudun hâkim olduğu bir yıl diliyorum. Dünyanın en bereketli coğrafyalarından birinde yaşayan Batman ve bölgemiz için de herkesin sorumluluk alması gerektiğine inanıyorum. Bir Batmanlı olarak, kentimizin gelişimi için elimizi taşın altına koymalı, geleceğimizin teminatı olan gençlerimiz için daha güzel yarınlar adına hep birlikte çalışmalıyız.
***
Metin TÜREL - Grand Hasankeyf Otel Müdürü
BATMAN TURİZMDE GEÇİŞ NOKTASI DEĞİL, KEŞFEDİLEN ŞEHİR OLMALI
2025 Yılı, turizm sektörü açısından ülke genelinde olduğu gibi Batman’da da denge kurmaya çalıştığımız, şartlara uyum sağladığımız ve turizm sektörünün Batman için kıymetini anladığımız bir yıl daha oldu. 2025’te Batman’daki otellerin doluluklarını büyük ölçüde iç turizm, kamu ziyaretleri, bölgesel toplantılar, fuarlar ve kültürel organizasyonlar belirledi. Özellikle hafta içi konaklamalarında kamu ve iş amaçlı seyahatlerin önemli bir payı oldu.
Hafta sonları ve turistik konaklamalar ise dönemsel artışlar gösterdi. Hasankeyf başta olmak üzere Batman’ın tarihi ve kültürel değerlerine olan ilgi, şehir dışından gelen misafir sayısına olumlu yansıdı. Ancak konaklama sürelerinin genel olarak kısa olması, sektörün en önemli gerçeklerinden biri olarak karşımıza çıktı. Buna rağmen misafirlerin şehirden memnun ayrılması, otelciler açısından en değerli kazanım oldu. 2026 yılı için otelciler olarak daha umutlu ama temkinliyiz. En büyük beklentimiz, Batman turizminin sadece geçiş noktası değil, konaklanan ve keşfedilen bir şehir haline gelmesidir.
2026’da; Hasankeyf’in turizm rotalarında daha etkin yer alması, ulaşım imkânlarının artması ve süreklilik kazanması, tanıtım çalışmalarının profesyonel bir çerçevede yürütülmesi, kültür, gastronomi ve inanç turizminin öne çıkarılması, konaklama sürelerini uzatacak şehir içi organizasyonların artırılması. Batman’daki otel doluluklarına doğrudan katkı sağlayacaktır.
2026 Yılının; turizmden elde edilen gelirin arttığı, hizmet kalitesinin yükseldiği ve Batman’ın hak ettiği değeri gördüğü bir yıl olmasını diliyoruz.
***

Berati MEHMETOĞLU - Batman Midyatlılar Derneği Başkanı
GEÇMİŞİ UNUTUP, YENİ BAŞLANGIÇ YAPMALIYIZ
2025 Yılının (bir önceki yıla kıyasla) ekonomide kısmen de olsa başarılı bir yıl olduğunu söylenebilir.
Genç işsizlik oranının artması, tarım kesimindeki ciddi küçülme, tarımsal ve hayvansal üretimdeki kayıplar, asgari ücretlilerin ve emeklilerin durumunun kötüleşmesi, sanayi kesiminde, özellikle tekstilde yaşanan sıkıntılar, konut fiyatlarında ve kiralarında ortaya çıkan büyük ve anlamsız artışlar, trafik, uyuşturucu sorunu bunların bir bölümü.
Özellikle hukukun üstünlüğünden yolsuzluk derecesine, temel haklara saygı duyulmasından adalet uygulamalarına kadar uzanan sosyal alanlarda ülkemiz çok geride bulunuyor. Tabi ki bu olumsuzluklardan başta ülkemiz olmak üzere ilimizde etkilemektedir. Sonuç olarak 2025 yılı başarılı mı, yoksa başarısız olduğu söylenemez!
2026 YILINDAN BEKLENTİ
Geçmişi unutup yeni bir başlangıcı kullanmanın tam zamanı. “Kişisel gelişim hızla koşmak değil, doğru yöne yürümektir.” Yeni başlangıcın insanlığa huzur, sağlık, adalet, özgürlük getirmesi dileğiyle..
***
Vedat EĞİ - TEKSTİL İMALATÇI
ARTAN MALİYETLER SEKTÖRÜ BİTME NOKTASINA GETİRDİ
2025 Yılı, ekonomik ve iş dünyası açısından 2024 yılını aratan bir yıl oldu. Geçmiş yıllara kıyasla hem vatandaşın alım gücü hem de küçük esnafın durumu, artan maliyetler nedeniyle daha da zorlaştı. Son yıllarda artan vergiler ve yükselen girdi maliyetleri, esnafı ciddi anlamda sıkıntıya bıraktı.
Teşviklerin yetersiz kalması ve maliyetlerin sürekli artması, özellikle tekstil sektörünü zorlayan başlıca etkenler arasında yer aldı. Son dönemlerde mısır ve Bangladeş gibi ülkelerdeki ucuz işçilik imkânları nedeniyle sektörün bu ülkelere kayması.
Batman’da az da olsa istihdam sağlayan tekstil sektörünü bitme noktasına doğru sürüklemektedir. 2026 yılı ise ne yazık ki 2024 ve 2025 yıllarını aratacak bir dönem olarak tarihe geçebilir. Maliyetler artarken, giderlerimizi karşılayamaz hale geldik. Bu şartlar altında yeni yıldan umutlu değiliz; önümüzde oldukça karamsar bir tablo bulunmaktadır.
***

Alican ATAK - GAZETECİ
2025, GEÇİM MÜCADELESİNİN EN AĞIR YAŞANDIĞI YIL OLDU
Mesleğim gereği 7 gün 24 saat sahadayım. Çarşı-pazarın nabzını yakından tutan biri olarak, 2025 yılının ne yazık ki başta kendi şahsım olmak üzere birçok vatandaş için kötü geçtiğini ifade etmek isterim. Geçtiğimiz yıllarda bankalara ya da kredi kartlarına hiçbir şekilde yüklenmezken, 2025 yılında maaşımı almadan ayın sonunu getiremez hale geldim.
Ağırlaşan hayat koşulları karşısında maaşım; elektrik, aidat ve çeşitli faturalara dahi yetemez duruma geldi. Temel gıda ürünlerine erişimde ciddi zorluklar yaşadık. Kısacası, gıdamızı dahi almakta zorlandığımız bir yılı geride bıraktık.
2026 Yılına girdiğimiz bu günlerde ileriye dönük herhangi bir plan ya da projeden söz etmek ne yazık ki mümkün değil. Sürekli artan fiyatlar ve yükselen kiralar, vatandaş için adeta korkulu bir rüya haline gelmiş durumda. Karamsar olmak istemeyiz; ancak çok da ümitli olmamakla birlikte, yeni yılın en azından geçen yılı aratmamasını temenni ediyoruz.
***

Lokman AKKUŞ - Petrol-İş Sendikası Batman Şube Başkanı
HAYAT PAHALILIĞI DERİNLEŞTİ, EMEKÇİNİN YÜKÜ ARTTI
2025 Yılı, emekçiler açısından yoksullaşmanın derinleştiği, hayat pahalılığının dayanılmaz boyutlara ulaştığı bir yıl olarak hafızalara kazınmıştır. Enflasyon rakamlarla gizlenmeye çalışılsa da, emekçinin mutfağında yangın büyümüş; ücretler erimiş, barınma ve temel yaşam giderleri karşılanamaz hale gelmiştir. Bu tablo, uygulanan yanlış ekonomik politikaların açık bir sonucudur.
Petrol-İş Sendikası Batman Şubesi olarak, 2025 yılı boyunca üyelerimizin ücretleri, sosyal hakları, iş güvenceleri ve insan onuruna yakışır çalışma koşulları için kararlı bir mücadele yürüttük. Baskıya ve tehdide boyun eğmeden, emeğin hakkını savunmaktan geri durmadık. Petrol-İş, bu süreçte bir kez daha petrol işçisinin güvencesi olduğunu göstermiştir. Ancak bugün gelinen noktada, emekçiye verilen sınırlı kazanımların dahi gerçek enflasyon karşısında etkisiz kaldığı açıkça görülmektedir. Bu düzenin sürdürülebilir olmadığı ortadadır.
2026 Yılına girerken talebimiz nettir : Ücretler gerçek enflasyona göre belirlenmeli, sosyal haklar korunmalı, taşeronlaşma ve güvencesiz çalışma tamamen ortadan kaldırılmalıdır. Petrol-İş Sendikası, yeni yılda da örgütlü gücünü sahada ve masada kararlılıkla ortaya koymaya devam edecektir.
BATMAN, PETROLDEN DOĞMUŞ BİR KENT
Batman, petrolden doğmuş bir kenttir. Bu zenginliğin temelinde petrol işçisinin alın teri vardır. Buna rağmen emekli olan işçilerin yerine yeni alım yapılmaması, personel açığının büyütülmesi ve iş yükünün artması hem üretimi hem de iş güvenliğini tehdit etmektedir. Petrol sektöründe istihdamın daraltılması kabul edilemez; acil ve kalıcı eleman alımı zorunluluktur. Öte yandan bazı firmaların sendikasız, düşük ücretli ve güvencesiz işçi çalıştırması bölgede ciddi bir emek sömürüsüne yol açmaktadır.
Petrol-İş Sendikası Batman Şubesi olarak bu tabloya sessiz kalmayacağız. Sendikasız çalıştırılan her petrol işçisi, mücadele alanımızdır. Batman’ı ayakta tutan petrol işçisidir; Petrol-İş Sendikası da bu emeğin örgütlü gücüdür. Dün direndik, bugün mücadele ediyoruz, yarın mutlaka kazanacağız. Yeni yılın; emekçilerin daha adil, daha güvenceli ve insanca yaşam koşullarına kavuştuğu, umutların büyüdüğü bir yıl olması temennisiyle, 2026’nın tüm işçiler için hayırlı olmasını diliyoruz.
***

Sait BAYMAZ (EFSANE KAPTAN)
2025’TE TÜRK FUTBOLU : SAHADA FUTBOL, MASADA KRİZ
2025 Yılı, ülkemiz futbolu adına sahadaki oyundan çok masa başındaki tartışmaların, şike ve bahis gibi konuların konuşulduğu bir yıl oldu. Oysa Türk futbolu, yetenek üretme konusunda ciddi bir potansiyele sahip. Buna rağmen mali sorunlar, borç yükü ve günü kurtarmaya yönelik kararlar futbolun önüne geçmeye devam ediyor. Sahada futbolun konuşulması gerekirken; hakem kararları, yönetim krizleri ve bitmeyen polemikler gündemi belirliyor. Bu tablo hem oyuncu gelişimini hem de taraftarın futbola olan bağını zedeliyor. Türk futbolu ne yazık ki yıllardır aynı sorunları konuşup farklı sonuçlar bekleyen bir döngünün içinde.
MİLLİ TAKIM : UMUT VEREN BİR JENERASYON
Milli takım, Dünya Kupası ön eleme grubunda İspanya ile aynı puanı toplayarak play-off’a kalmasıyla bu jenerasyonun potansiyelini net biçimde ortaya koydu. Önceki yıllara kıyasla artan dinamizm ve tempo dikkat çekiyor. Genç-orta yaş dengesinin daha sağlıklı kurulması, sahaya olumlu yansıyor. Bu jenerasyon, dünya futboluna 15-20 yıl damga vurabilecek bir potansiyele sahip. Ancak bu potansiyelin kalıcı başarıya dönüşmesi için yetenek kadar planlama, süreklilik ve istikrar da büyük önem taşıyor. Aksi hâlde bu umut, geçmişte olduğu gibi geçici bir başarı olarak kalabilir.
BATMAN PETROLSPOR, DOĞRU PLANLAMA İLE
BÖLGE FUTBOLUNUN GÜCÜ OLABİLİR
Batman Petrolspor, güçlü ekonomik yapısıyla liginde önemli bir avantaj yakalamış durumda. Ligin ilk yarısını lider tamamlaması, doğru bir yapılanmanın ve mevcut potansiyelin göstergesi oldu. Takım zaman zaman etkili oyunlar sergilese de bu performansı sürekliliğe dönüştürmekte zorlandı. Kritik maçlarda yaşanan puan kayıpları, oyun planı ve teknik istikrarın önemini bir kez daha ortaya koydu. Modern futbolda başarıyı; doğru teknik ekip, net bir futbol anlayışı ve uzun vadeli planlama belirliyor. Batman ve çevresi, önemli bir futbolcu potansiyeline sahip. Bu potansiyelin altyapıdan A takıma sağlıklı şekilde taşınması, kulübün geleceği açısından kritik öneme sahip.
Tüm bunların yanı sıra, Batman’ın köklü ailelerinden birinin elini taşın altına koyarak kulübü ayakta tutma ve ileri taşıma çabası da göz ardı edilmemelidir. Bu tür sorumluluk alan girişimler, günümüz futbol ortamında her şehirde kolay bulunmuyor. Kamuoyunun bu emeği yalnızca başarı geldiğinde değil, zor zamanlarda da görmesi ve desteklemesi büyük önem taşıyor. Kalıcı başarı ancak kulüp etrafında oluşacak güçlü bir birliktelik ve sabırlı bir duruşla mümkün olabilir.
Batman Petrolspor’un geleceği, sahip olduğu ekonomik güç kadar bu gücü yönetecek futbol aklına da bağlıdır. Doğru adımlar atıldığı takdirde Petrolspor’un başarı şansı oldukça yüksektir. Bu başarı sağlandığında kulüp yalnızca liginde değil, bölge futbolunda da kalıcı bir güç hâline gelebilir. 2026 yılının; Türk futbolunda sahadaki oyunun, adaletin ve futbol aklının konuşulduğu; kulüplerin planlı, sürdürülebilir ve umut veren bir yapıya kavuştuğu bir yıl olması temennisiyle, yeni yılın futbolumuza daha sağlıklı, daha istikrarlı ve daha umutlu bir gelecek getirmesini diliyorum.
